Yumurtalık kisti, doğurganlık çağındaki kadınlarda sıkça karşılaşılan bir durumdur. Çoğunlukla belirti vermeyen ve kendiliğinden kaybolan sıvı dolu keseciklerdir. Ancak bazı durumlarda kistte patlama veya dönme yaşanabilir. Kist büyüdükçe içindeki sıvı artar ve bu nedenle kist gerilir. En sonunda kistte yırtılma veya patlama meydana gelebilir. Bu durum tıbbi dilde "over kist rüptürü" olarak adlandırılmaktadır.

Yumurtalık kistinin yırtılması genellikle 4-5 santimden büyük kistlerde meydana gelir. Ancak küçük kistlerde de yırtılma olabilir, fakat bu nadiren görülür.

Yumurtalık kisti patlaması her zaman ciddi sorunlara yol açmaz. Küçük kistler patladığında hasta bunu fark etmeyebilir. Ancak bazı durumlarda patlayan kistten kaynaklanan kanama olabilir. Bu kanama bazen kendiliğinden durur, fakat aşırı kanama durumunda karın içinde birikir ve şiddetli ağrı, bayılma ve göz kararması gibi belirtiler görülebilir. Bu durumda hayatı tehdit eden şok durumu ortaya çıkabilir ve acil ameliyat gerekebilir. Eğer hasta yumurtalık kisti olduğunu biliyorsa ve aniden baş dönmesi, baygınlık hissi ve göz kararması yaşıyorsa mutlaka acil olarak doktora başvurmalıdır.

Yumurtalık kisti patlaması, muayene ve ultrasonografi ile kolayca teşhis edilebilir. Patlamış kist ve akan kan cihazdan görülebilir. Aşırı kanama durumunda hastanın tansiyonu ve kan değerleri düşer. Şiddetli karın ağrısı, bulantı ve kusma gibi belirtilerle kolayca tanı konulabilir.

Tedavi genellikle sadece izlemek ve ilaçlarla destek sağlamak şeklinde olur. Kiste bağlı olarak ortaya çıkan kanama ve ağrı kısa sürede geçer ve hasta normal hayatına döner. Ancak bazı durumlarda karın içinde aşırı kanama olabilir ve bu durum acil cerrahi müdahale gerektirir. Ameliyatla kanama durdurulur ve kist alınır. Bazı durumlarda kistin bulunduğu yumurtalığın da alınması gerekebilir.

Yumurtalık kisti patlaması ve karın içine kanama durumunda kanama genellikle bir gün içinde durur ve ameliyata gerek kalmaz. Ancak nadir durumlarda kanama birkaç saat içinde aşırı düzeye ulaşabilir ve beklenmemesi gerekir. Bazı durumlarda ise kanama birkaç gün sürer ve kendiliğinden durur, hasta normal hayatına döner.